Tarif edilmez bir acı

Son 10 yılda, 20 Ağustos’ta çok büyük acılara gark olduk. 2012 Yılında Karşıyaka Polis Karakolu önünde bombalı araç patladı. 9 Şehit verdik. 4 Yıl sonra yine bir 20 Ağustos’ta kına gecesinde terör kanlı yüzünü bir daha gösterdi. 59 canımız gitti.

İki gün önce de 20 Ağustos idi… Hem Karşıyaka hem de kına gecesinde giden canlarımızı anacaktık. Nizip Yolu’ndan acı haberle yine bir 20 Ağustos’ta acılara gark olduk.

Bu acı taze… Bu acı öyle bir acı ki can kurtarmaya giderken, canlarını verenlerin acısı... Bu kadar tesadüf nasıl bir araya geliyor diyorsun. Ama bizim inancımızda tesadüf diye bir şey yok. Vakit geldi mi, bir saniye dahi şaşmıyor.

5 Yıl önce 33 SR 157 plakalı otobüs, Şanlıurfa’da bir ambulansa çarpmış, 3’ü polis, bir sağlık çalışanı toplam 6 kişinin yaralanmasına sebep olmuştu. Cumartesi yine aynı plakalı otobüs, 16 canımızı bizden alıp kopardı.

Cumartesi’nden bu yana ruh gibiyim… Ne yediğimden ne de içtiğimden tat alamıyorum… Kaza yerine gidemedim. Cenaze törenlerine katılamadım. Yüreğim bunu kaldıramazdı. Bu kaza, beni çok üzdü…

Kazada şehit olanların hepsinin ayrı ayrı bir hikayesi vardı. Can kurtarmaya gitmişlerdi, canlarını verdiler. Hemen hemen her sabah asansörde karşılaştığım İhlas Haber Ajansı’nın pırıl pırıl iki gencinden artık bir Allah’ın selamını alamayacaktım. O kadar temiz çocuklardı ki, öylesine dürüst meslektaşlarımdı ki onların o güleç yüzleri hiç gözümün önünden gitmiyor.

Muhammed Abdulkadir Esen ve Umut Yakup, tesadüfen oradan geçiyorlardı. Tesadüf kelimesinin yerine başka kelime koyamadığım için tesadüf diyorum. Halbuki tesadüf değildi. Onlar için artık vakit ve saat durmuştu. Şanlıurfa’da canlı yayın yapmak için sabah erken yola çıkmışlardı.

Muhammed Abdulkadir Esen, aslen Şanlıurfalıydı. O gün, izinliydi. Adı güzel kardeşim Muhammed, İHA Bölge Müdürü Orhan (Akın) kardeşimden bir ricada bulunuyor.

“Abi, bugün benim izin günüm. Bu göreve ben gideyim. Bu vesileyle annem ve babamı görürüm” demiş.

Bu teklife kim hayır diyebilir. Orhan Kardeşim de dememiş.

  • Peki, git.

Muhammed Abdulkadir Esen ile Umut Yakup, Şanlıurfa’ya gidiyorlardı. Kazayı görünce, duruyorlar. Kamera ve fotoğraf makinelerini dahi almıyorlar. Hani hep sorgularız ya;

“Önce insan mısın yoksa gazeteci misin? “

İşte bu iki güzel kardeşim, önce insanım diyerek yaralıların yardımına koşuyorlar. Ve o sabıkalı otobüs çıktı, bu genç kardeşlerimi, 3 sağlık çalışanı ve 3 itfaiye eriyle beraber 16 kişinin canını aldı.

Orhan Kardeşim öyle bir üzüntü ve acı çekiyor ki, konuşamıyor. Hıçkırıklar boğazında düğümleniyor. Nasıl teselli edeceğimi bilemedim. Gözümün önüne o pırıl pırıl gençlerin hep güleç yüzleri geldi.

Boğazım düğümlendi…

Sadece sustum…

19 Yıl çalıştığım İhlas Haber Ajansı, iki neferini şehit vermişti.

Yine şehidimiz rahmetli Kemal Bağcı aklıma geldi.

25 Yıl önce seçim otobüsü üzerinde Havaalanı tabelasına çarparak kaybettiğimiz Kemal Bağcı’yı hatırlıyorum…

Adı güzel kardeşim Muhammed ve Umut’ta tıpkı Kemal Bağcı gibi görev şehidimiz oldular.

Tıpkı itfaiye erleri ve sağlık çalışanları gibi…

Teselliyi ancak şununla buldum.

Bunlar şehitler… Mertebelerin en büyüğüne ulaştılar. Cennette Peygamberimize komşu olacaklar. Ne demek bir can kurtarmak için can vermek…

Yüce Allah (CC), Maide suresi 32. ayetinde ne diyor; “Kim (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur.”

Bir can kurtarma duygusuyla son nefeslerini verdiler.

Rabbim mekanlarını cennet eylesin.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Ruhi Aytaç - Mesaj Gönder

#

göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Haber Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.