Hava aynı, toprak aynı, dallardaki yaprak aynı... Yüreğim HARİÇ.
Saatler süren bir CUMA ameliyatı sonrası Bodrum Marina parkurunda yorgunluk atmaya çalışıyorum ve insanları izliyorum bir yandan da.
Evet, Bodrum her zamanki gibi çoook güzel ve her şey aynı buralarda. Ben ameliyatlarımı yaptım, diğer insanlar da gündelik kendi işlerini; her gün olduğu gibi.
Ege’nin karşı yakasında ışıklarını gördüğüm İstanköy (kos) adasındaki insanlardan da bir farkımız yok görünürde. Serin bir akşam ve biraz tenha ortalık.
Milli maç var malum bugün: Fransa-Türkiye.
Herkes televizyon başında. Bugün açıklanan sınav sonuçlarına göre sınıf birincisi olan 10 yaşındaki canım oğlum da telefon etti ve benden uyumadan önce ilk yarıyı izlemek için izin aldı biraz önce ve hiç de sürpriz olmadı...
Benim oğlanın aklı topta herkes bilir. Dedim ya buralarda her şey aynı... Ama ben nefes alamıyorum. Suriye’de çarpışan Mehmetçikler var aklımda ve dedeleri Fransız işgaline karşı savaşmış bir Gaziantepli olarak biliyorum ki, Fransa ile maçımız sahada değil Suriye’de oynanıyor an itibariyle.
Hadi benim 10 yaşındaki oğlumun aklı topta da, var olma mücadelesi verme noktasına gelmiş koca bir milletin aklı, tepkisi nerede?
Herkes gündelik muhabbette, devletim etnik ve inanç farklılıkları üzerinden bizi hedef ilan etmiş bir dünyayla mücadele ediyor.
Görünen o ki, milletim olan bitene maalesef yeterince vakıf değil ve milli birlik duygusundan da uzak hala.
Karamsar mıyım? Hayır ama yarına dair (yarınlara değil gün olarak yarına) endişeliyim dostlar; artık teröre karşı bir operasyon olmanın ötesinde topyekûn askeri ve ekonomik olarak neredeyse tüm dünyayla savaşmaya evrilen, kırılma noktasındaki bir süreç bu.
Dedim ya, nefesimi tutup izliyorum günlerdir. Aklımla görebildiğim ihtimaller çerçevesinde büyük ve tehlikeli bir süreçten geçiyoruz millet olarak.
Günlerdir deli gibi internet sayfalarında haberlere bakıyorum durup durup... Maç, cinayet ve magazin haberlerinden geçilmiyor. Ülkemin kurtuluş savaşı sonrasında ilk defa yeniden 7 düvelle mücadele etmek noktasında olduğunu görüyorum. Olur olmaz meseleye “Beka Sorunu” olarak bakan kardeşlerimiz dahil herkes suskun.
Çıldıracağım!
Kendime “Sen de maç izle Mehmet, yarının sahibi Allah” diyorum ama bilirim ki kendi davasına sahip çıkmayan toplumlara Allah da küser.
Sözlerimi şöyle tamamlamak isterim: Ne karamsarım, ne de korkuyorum. Hatta eminim millet ve devlet olarak birlik içerisinde ayağa kalktığımızda her şey aslına rücu eder ve bu millet dünyada layık olduğu o yüksek mertebeye er geç ulaşır.
Bu arada, yıllarca var olmaları için kanımızla canımızla, vergilerimizle, ekonomimizle destek verdiğimiz Kuzey Kıbrıs ve Filistin yönetimleri sizi hususen NANKÖRLER tahtasına yazdı bu millet!
DİPNOT: Biliyorum ki bugün de günlerden Pazartesi ama... Deliye her gün bayram ve bana da her gün CUMA. Milli Takım... Sonsuza kadar
Yorum yazarak Haber Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Haber Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Haber Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Haber Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Haber Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.